Kategoriler
Genel

nikah

Wedding Rings

Hadisi Şerif: Allah, bir kadını şerefi için nikâhlayan kimsenin zilletini, malı için nikâhlayanın fakirliğini, güzelliği için nikâhlayanın aşağılığını artırır. Gözünü yabancıdan sakınmak ve akrabalık hakkını korumak gayesiyle evlenirse, Allah onu aldığı kadınla, kadını da o erkekle mutlu kılar.

Kategoriler
Genel

Dikkat Hırsız Var!

hırsız varHırsızlık şüphesi varsa bir yerde, bütün kapılar ve pencereler sıkı sıkı kapatılır; iyice, birkaç kez üst üste kontrol edilir. Gerekirse polise haber verilir, üst düzey koruma önlemleri alınır. Ve daha başka şeyler yapılır.

Peki, biz neden çıldırırcasına kapılarımızı, pencerelerimizi sonuna kadar açtık da hırsıza kırmızı halılar serdik? Kendimizi soydurmak için canı gönülden davetiyeler çıkardık. Ya biz hırsızın hırsız olduğunun farkında değiliz ya da sahip olduğumuzun hiçbir kıymeti yok. Dinimiz, imanımız gibi… (!)

Batı, dinimizin (İslam) ve imanımızın hırsızı değil midir? Öz değerlerimizi elimizden alan ve bizi kendi kültür ve dinine (pozitivizm) aciz bıraktıran Batı değil midir? Ortada hırsız var ve hırsızlık var. Her geçen gün; zayıflayan, cılızlaşan, eksilen bir imanımız var. Bunu eksilten bir şey, birileri yok mu? Kendiliğinden mi kayboluyor? Biz kendimiz dahi bu konudan şikâyetçi değil miyiz: “Asr-ı Saadet devrinden her geçen gün uzaklaşıyoruz” diye.

İslam’dan uzaklaştık, Kur’an’dan uzaklaştık, Cihad’dan uzaklaştık. Ne kadar değerimiz varsa hepsinden uzaklaştık. “Nesiller gittikçe bozulacak” deyip bunun fıtratın bir gereği olduğunu mu kabul edeceğiz? Hayır! Bu kadar ucuz olmamalı.

“Hırsız ve hırsızlık” konusuna dikkat etmek lazım. Çalınan dinimiz, imanımız, değerlerimiz var. Örneğin; Müslüman hanımların elinden alınan “edep, hayâ” var. Müslüman beylerin elinden alınan “haksızlığa karşı dik duruş” var. Artık hanımlarımız hayâsızca ve fütursuzca dolaşıyor sokaklarda ve beylerimiz bunu kabullenmiş, erkekliği yumuşamış bir vaziyette.

Eskiden “başörtü” meselesi vardı şimdi kokuşmuş, içi boşaltılmış kafaları örten “boş örtü” meselesi var. Batı elinden geldiğince öz değerlerimize el koydu, geriye kalanları da “şekil”e dönüştürdü. Artık şekilci bir yaşam biçimimiz var. Artık, kendini tesettürlü sanan örtülü aşüfteler var. Ya da kendini Filistin davası üzerinde gören ‘tiky’ci, ‘hippy’ciler var. Manitası(!) ile Âlem-i İslam’ın kurtuluş reçetesini yazan var. Daha neler var neler.

Batı’nın dört taraftan kuşattığı bir vaziyetteyiz. Evlerimize, odalarımıza kadar girdi. Her alanda bizi kendine bağladı. Teknolojide, sağlıkta, eğitimde, okulda, işte, sokakta, sağda, solda ne varsa her yerde o var. Bunun farkında mıyız acaba? Farkında değilsek önce bunun farkına varmak gerekiyor.

Yok, eğer farkındaysak, soruyu bir daha soralım: Dört tarafımızı kuşatmış hırsıza karşı neden bütün pencerelerimizi, kapılarımızı açtık? Hemen teslim olduk. Tesettüre bürünmüş hanımların, bu durum karşısında kendilerini daha çok örtmesi, gizlemesi, saklaması gerekmiyor muydu? O halde neden daha çok açıldık, saçıldık. Boşörtülüler artık Gencolarla sokaklarda el ele dolaşıyor, bunun bir izahı var mı? Hüsn-ü zanda bulunarak tek izahı olabilir, o da şöyle: “Türkiye’de evlilik yaşı yükselmiyor, aksine 17 – 18 yaşa kadar düştü.(!)”

Yine en çok aciz kaldığımız bir mesele var: İnternet. Müslüman Hanım, saçının tek telini göstermekten hayâ eden değil miydi? Kendisine haram biri ile karşılaşmamak için hiçbir tehlikeye girmeyen, kendini evinde koruyan değil miydi? Şimdi ise; sokağa çıkmayı bırak, kendini sosyal paylaşım sitelerinde “paylaşan” boşörtülülerin hali nedir?

Kapitalizmin en somut örneği bugün yine boşörtülüler üzerinde kendini gösteriyor. Bir eli telefonunda kendini paylaşan; diğer eli başında emanet duran, kokuşmuş kafasını örten “boşörtünün” uçmasını engellemeye çalışan bizden değil midir?

Seni senden almaya çalışan bir hırsız var. Sahip olduğun değerleri her zamankinden daha çok koruman ve saklaman gerekiyor.

Ya özüne dön! Ya kabuğundan çık!

(Kendini Hakk’a adayan ömürler var. Müslüman hanımlarımız ve beylerimiz… Kendilerini tenzih ediyor, bütün Âlem-i İslam’ın özüne dönmeleri ve Hak yolunda sebat etmeler için dualarını bekliyoruz.)

Kategoriler
Genel

arkadaş

“Demeyeceğim  demeyeceğim” dedim ama dedirttiler…

Dünyaya meyletmişsin be arkadaş!

kuran-ve-tesbih

Kategoriler
Genel

doğum günü…

geçip giden ömür

Doğum günü kutlamak mı?

BiM’den mendil aldım; göz yaşlarımı sileceğim, ömrümün geçip gitmesine ağlarken.

Ben ahmak mıyım?

Kategoriler
Genel

sen özelsin!

Müslüman Bacım!

Sen özelsin ve bu özelliğini koru.

Bir Müslüman olarak örnek alacağın, rehberin, mübelliğin Hz. Peygamber Efendimiz (SAV)’den başkası olabilir mi?

Ve bir Müslüman kadın olarak Hz. Hatice, Hz. Aişe annemizden başka kim sana yol gösterebilir?

14 asırdan günümüze çok şey değişti. Ticaret hayatından, eğitime; sağlıktan, teknolojiye, her alanda sayılamayacak kadar çok şey değişti. Lakin bir şey değişmedi: İSLAM.

Müslüman hayatının her safhasını değiştirmeye ant içen küfür sahipleri elbette ki İslam’ı değiştirmek için de bin bir hile ve planlar kurdular. Ama katiyen İslam’ı değiştiremediler ve değiştiremeyeceklerini anladılar. O yüzden İslam’ı bırakıp, ‘müslümanlığı’ değiştirmeye başladılar. Ve bunu büyük ölçüde başardılar da.

Ve bunu da en çok ‘Müslüman bacım’ üzerinden gerçekleştirdiler. “ Müslüman kadının şahsiyetini “özgürlük ” gibi tahrik edici kelimelerle evden aldılar, büyük bir ihanetle onu soyup, koyun gibi kasap vitrinine astılar. Şimdi saçının bir telini bile göstermekten haya eden kızlar yerinde pastanelerde erkeklerle yan yana oturan aşüfteler var. Tesettürlü olduğu zanneden çıplakların sayısı ise her geçen gün artmakta.”

Sadece “teşhir” konusuna bakalım;

Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) evlerinde mekânı ortadan bölen “hıdr” adı verilen perdeler bulunmaktaydı. Eve yabancı bir misafir geldiği zaman eşleri, onların yanında değil, bu perde ile ayrılan bölümde otururlardı. Kur’an-ı Kerim’de, “Ey iman edenler! Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Böyle davranmanız hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temizdir.” [Ahzâb suresi, 53] ayet-i celilesinde yer alan “hicâb” kelimesiyle içteki hıdr veya dış kapıdaki perde kastedilmiştir. Ayet, evlerdeki harem bölümünün var oluş sebebini de ortaya koymaktadır.

Mademki bizim rehberimiz, Efendimiz Hz. Muhammed (SAV)’dir; o halde, bu noktaya dikkat edelim. Hz. Hatice, Hz. Aişe, Hz. Hafsa, Hz. Sevde ve diğer mübarek annelerimiz bizim için örnek ise eğer , kendini “teşhir etme” ne oluyor Müslüman Bacım? Tabiki burada kastettiğimiz Facebook ve diğer sosyal paylaşım sitelerinde paylaşılan fotoğraflardır. Kendini, kendi elinle nasıl “teşhir” edebiliyorsun? İşin teknik boyutuyla ilgili olarak, paylaştığın her fotoğrafın sana bakmakla haram kişiler tarafından da görülebileceğini ve görüldüğünü de iyi biliyorsundur.

İki helal olmayan iş yapıyorsun. Birincisi kendini “haram, sınırlarının dışında olan başkalarına” teşhir ediyorsun, ikincisi sana “haram olanların” sana bakmalarına sebebiyet veriyorsun.

“Beğeni almak” ya da” takipçi sayını artırmak” mıdır “kendini teşhir etmenin” sebebi? Başka ne olabilir? “Buradayım, şunu yapıyorum” diye özel hayatını ifşa etmenin mantığı nedir? Müslüman bir kadından daha hayâ, edep sahibi kim olabilir? En çok korunan, gizlenen, kendini sakındıran Müslüman kadın değil midir?

Hz. Peygamber Efendimiz(SAV)’in sünneti bunu öğretmiyor mu bize? Örnek aldığımız Müslüman kadın şahsiyetler bunu tavsiye etmiyor mu?

Ama sen yüzünü Kur’an’dan ve Sünnet’ten çevirdin, sana “özgürlük” diyenlerin “trend”lerine bakıyorsun. “carpe diem” dediğin şey, anı yaşamaksa eğer; saliseden de kısa olan anlık tatminlerin için koca bir ömrünü heba ediyorsun.

Müslüman Bacım!

Fotoğrafını paylaşma! Kendini teşhir etme!

Müslüman Bacım(!)

Sen özelsen eğer, ‘özel’liğini koru!

Kategoriler
Genel

kimin İslam’ı?

Ne der post-modernizm?

Herkesi bağlayan mutlak doğru yoktur. Herkesin tanrısı kendine.

Ne der kapitalizm?

Herkesin İslam’ı yoktur, herkesin İslam’ı kendine.

Soru: Hangisi İslam?

beyaz saray

Kategoriler
Genel

düşerken, Ümmet coğrafyası…

Suriye’de onlarca yetim açlıktan ve soğuktan ölüyorken,

Filistin’de Gazze’ye ilaç ambargosu konulmuş, hastalar ilaçsızlıktan ölüyorken,

Afrika’da insanlar artık bedenin açlığından değil, ruhlarının açlığından ölüyorken,

Mısır’da Müslümanlar, esaretten ölüyorken,

Irak’ta, Afganistan’da, Pakistan’da, Çeçenistan’da, Arakan’da ve dahi Avrupa’da, Amerika’da günde onlarca Müslüman öldürülüyorken, ölüyorken; çatışmadan, açlıktan, hastalıktan, ve dahi fikirsizlikten.

Türk olmak, Kürt olmak, Arap olmak… Hangisi beni aklayacak?

halep suriye

Kategoriler
Genel

كن الدواء لغزه

كن الدواء لغزه

gazzeli_cocuklardan_sessiz_tiyatro

Kategoriler
Genel

“paralel ben”

İçimde bir ben var, benden öte; nefsimden, benliğimden ziyade: “Paralel Ben”

12

Kategoriler
Genel

vecizeler dünyası…

Vecizeler…

İnsanlar artık vecizeler ile yaşıyor. Anlamını, bağlamını bilmeden birbirimize ezbere vecizeler gönderiyoruz. Acaba kaç tanesiyle amel ediyoruz?

Ruhumuzu okşaması gereken vecizeler, artık ruhumu daraltıyor. Yeter!

edebiyat