incinme, incitme.
neyse odur
başlık senden olsun
Bugün trafikte bir arabanın arkasında yazan “Bir kadına tekme atmak sadece karnındaki bebeğin hakkıdır” ifadesi dikkatimi çekti.
Sonra sırasıyla (5 dakika içinde);
1. Aracın şoför mahallindeki kişi boş kola kutusunu araç hareket halindeyken sokağa fırlattı.
2. Yolda bir ara durdu, yanına arkası açık bir araba geldi. İzinsiz, evvelden hakkıymış gibi fütursuzca kendisi ve arkasındaki yolcular yandaki aracın kamyonetindeki yemişlerden aldı.
3. Trafik ışıklarında önümde duruyordu, yeşil ışığın yanmasına henüz çok varken, kırmızı ışıkta bastı gitti.
Bu kadar.
Bugün okumak için kütüphaneden bir kitap seçtim rastgele.
Kitabı aldığım gün tarih düşmüşüm üzerine:
2012 yılı.
Tam sekiz sene kitabı peşimden sürüklemişim,
kısmet bugüne.
Çok istediğin imtihanındır,
Çok sevdiğin imtihanındır,
Kınadığın imtihanındır,
Nefret ettiğin imtihanındır,
Aşırılık zarardır,
Gevşeklik zarardır,
Vasat hayattır.
o vakit bir daha;
hac yolcusu olamasan da hak yolculuğundan geri kalma…
“Suriyeliler defolsun” derken, neden sahillerde, parklarda 3-5 zibidi ısrarla göze sokuluyor da, savaş ortamında hayatını kaybeden, yetim-öksüz kalan, tecavüze uğrayan, işkence edilen ve daha nice milyonlarca ‘insan’ gözardı ediliyor?
El insaf, el vicdan…
kudüs şehrimiz
beytülmakdis yuvamız
ebrar yavrumuz
oluvermiş.
insan kılığında, insanlıktan nasibini almayanlar var,
esfel-i safilin.
anzak yurdunda, islam kuşlarına kıyan da
filistin beldesinde, barış güvercinini vuran da
halepçeye bomba yağdıran da
unutmasın ki
belki bugün değil, lakin elbet bir gün.
taşgetiren olmak
“Bir fikri tenkit etmek, onu tahkir veya reddetmek demek değildir; bilâkis onu tamamlamaktır; ilme ve insanlığa hizmet ve hayırdır. Tenkit herkes için hak, âlimler içinse bir vazifedir; ahlâki bir vazifedir.” diyor muallimim, kıymetlim.
gel gör ki
bazı aklıevvel’ler tapınaduruyor imansızlıklarına
o vakit
sizin dininiz size
benim dinim bana.